16 Eylül 2010 Perşembe

VEDA

Bir kapı ardında bırakıp gideceğim sizi
Bir fırtına silecek izlerimi
Öykülerim yağmur sularıyla özgürlüklerine kavuşacak ve
Bir küçük çocuk ağlayacak ardımdan

Gün denizle sevişmeye başlamadan
Gecenin haşmetiyle ayrılacağım aranızdan
Dilekler hep "aydınlık günler"e olacak
Aydınlığın anlamını kavramadan

Giderken
Kentimin bütün evleri yıkılacak geçtiğim sokaklarda
Hırçın denizin hoyrat dalgaları
Mavi yakamozlarla örtecek menekşe kokularını
Yüreğimde, kentimin olduğu yerde
Büyük boşluklar taht kuracak
Ve bu uzun hasret mevsiminde
Onsekizlik kızlar -ki hepsi hayallerimde-
Hicaz faslına başlayacak


Bir kapı ardında bırakıp gideceğim sizi
Kapı bana mı kapandı size mi, bilemeyeceksiniz
Bir gökyüzü şahit olacak gidişime, bir deniz kızı
Nasıl gittiğimi göremeyeceksiniz

Sonbaharla
Sonbaharın hüznüyle başlayacağım hazan artığı yolculuğuma
Yanımda ümitlerim, sevgilerim, yaşanacak günlerim
Yanımda gizlerim ve saklı hislerim
Bilinmez bir gemiyle yelken açıp ufkuma
Dargınlıklarımı, pişmanlıklarımı ve gözyaşlarımı
Ve gönlümün yarısını, ömrümün bir parçasını
Ve kokularımı
Ve korkularımı
Çocukluğumu ve hırçınlığımı
Hatalarımı ve günahlarımı
Haksız yüklendiğim ahlarımı
Velhasıl kelam "ben"den gayrı ne varsa
Kurulup güverteme kral misali
Martı kuşlarına
Eşe-dosta, arkadaşa
Hısıma-hasıma
ve bana sallayacak mendili olana
Ve gözü yaşlı bir çocuğa
Bir çingene bohçasında bırakıp
Hepsine son ve en büyük selamımı sarkıtacağım:
"Aydınlık günler"e emanetimsiniz
Size iyi bakalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder