15 Eylül 2010 Çarşamba

MASA

Adam önce gözlerini koydu masaya.
- madem ki bundan sonra görmeyecekler seni, burada kalsınlar; bıraktığın son boşluğa asıyorum onları.

Kadın, gözyaşlarını döktü üstüne.
- üşümesinler, kıyamam gözbebeklerine...

Ardından ellerini koydu adam.
- madem ki tutmayacak elini, hissetmeyecek tenini; istemem bana ihanet edecek bir çift eli.

Kadın usulca soyundu tenini
- öksüz kalmasın, özlemesin elin bedenimi.

Adam bir süre bekledi, çekinerek sözlerini koydu masaya.
- sana söylenmeyecekse, hepsi anlamsız kalır

Kadın en masum tebessümünü aldı, kattı sözlerin arasına
- yüzümü hep güldürendi onlar, gülüşüm onların olsun.

Adam çıkarttı yüreğini, özenle koydu sözlerin yanına
- Zaten tek kişilikti ve sana aitti.

Kadın mecburiyetlerini sıraladı yüreğin etrafına
- İçinde ben varsam, beni en iyi o anlar...

Sustular. Zaten en çok susarken konuşurlardı.
Adam hesabı istedi.
- Alın size bir hayat, üstü kalsın... dedi.

...

Cafeden çıkarken çırılçıplaktılar...

2 yorum:

  1. Galiba önce Nazım yazdı. Sonra biz yazdık. Benim de var böyle bir öyküm...
    Ama şimdilerde, kahkalarla izlediğim Zeynep ve Ozi, yani bir kadın ve bir erkek gerçeği.

    YanıtlaSil
  2. Bu masa daha çook yazı kaldırır :) Zeynep'le Ozi'ye laf yok; tek geçerim tüm programlar arasında :)

    YanıtlaSil