22 Eylül 2010 Çarşamba

FARK GÖREMİYORUM, YA SİZ?..

Yine eski bir yazı... İdil Biret Konserinden sonra kaleme almıştım. Dün gece galeriye yapılan saldırıdan sonra tekrar okuma ve okutma ihtiyacı hissettim:

Peygamberler tarihinden alıyoruz bilgileri, başka yerden değil...

Efsane bu ya; Nuh Peygamber tufandan sonra hayvanlarıyla beraber Ağrı dağına geldiğinde, günlerdir aç olan kafile dağın nimetleriyle bir güzel doyurur karnını. Hepsi neşelenmiştir ama keçinin neşesi daha bir başkadır.

Bir gün, iki gün... Hep böyle olunca işkillenir Nup Peygamber ve takip eder keçiyi.

Bakar ki, dağın eteğinde, yere düşmüş üzüm tanelerini yiyip sağa sola toslamakta, melemekte keçi, o da tadar.

Kendisini de neşelendiren bu meyveyi yetiştirmeye karar verir.

Cümle mahlukat Nuh Peygamberin kendi elleriyle yetiştirdiği üzümlerden yiyerek mutlu mesut yaşarken, şeytan boş durur mu?..

Kıskanmış insanoğlunun bu neşesini, cehennem ateşiyle kurutuvermiş bütün bağları.

Ağamsın, paşamsın, etme eyleme derken nasıl olduysa insafa gelmiş Şeytan efendi, razı olmuş tekrar üzüm bağlarını yeşertmeye. Demiş ki Nuh Peygamber'e "Asmaların canlanır, ama bazı hayvanları urban edip kanlarıyla sulaman gerek üzüm bağlarını..."

Bakar ki çare yok, mecbur kabul eder Şeytan'ın dediğini. Tilki, aslan, keçi, köpek, horoz, ayı ve saksağanın kanlarını akıtır asma köklerine.

...Sonrası iyilik güzellik.

Söylenene göre, işte bu yüzden şarap içen "tilki gibi zeki, saksağan gibi geveze, aslan gibi güçlü, horoz gibi çığırtkan, ayı gibi kaba, köpek gibi kavgacı" olurmuş.

*** ***

Önceki gün, İdil Biret konserinin afişini gören "horoz gibi çığırtkan" Vakit gazetesi ortalığı ayağa kaldırınca, kendini "tilki gibi zeki" sanan birileri, "saksağan gibi geveze"lik yapıp, kendini "aslan gibi güçlü" hisseden "ayı gibi kaba" birilerini kışkırtarak, "köpek gibi kavgacı" kimliklerini ortaya çıkartıp salmış Topkapı Sarayı'na doğru...

Vallahi haberi okuyunca kafam karışmadı değil...

Şarabı içenlerde görülmesi gereken bu özellikler, şaraba karşı olanlarda görüldüğüne göre...

İçenle içmeyen arasındaki fark nerede?..

Şarap deyip de Hayyam'dan alıntı yapmadan yazıyı bitirirsek, öbür dünyada hesap sorar bizden. Bakın şarap içmediği için kasım kasım kasılıp başka her türlü haltı yiyenlere bakın ne demiş:

Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır
Yüzünden aldatmaca, sahtekarlık yayılır
Şarap içmiyor diye, kasılıp gezer ama;
Yedikleri yanında şarap meze sayılır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder