15 Eylül 2010 Çarşamba

SÖYLEYEMEDİM

Düşlerde sevdim seni söyleyemedim
Sessiz öptüm nefesini söyleyemedim


Bir gecenin karanlığına gömdüm seni, uykularımın tenhasına. Kimse görmesin diye, kimse duymasın diye sesten arınmış sözcüklerin ortağı yaptım sevdamı, dipsiz rüyaların derinine attım. Yoktun ama hep vardın. Yanıbaşımda, nefesin nefesime, ateşin ateşime denk gelecek mesafede, ürkek öpüşlerimin en tatlı hayaliydin belki de.

Sana ben şiirler sözler büyüttüm
Sana ben baharlar yazlar büyüttüm
Sana ben hummalı gizler büyüttüm
Söyleyemedim


Görmeyeceğini bile bile yazdım en güzel şiirlerimi sana ve duymayacağını bile bile okudum kuytularda. En güzel mevsimlerin en güzel zamanlarında yeşerttim göğsümün sol yanını yakan sevdanı haberin olmadan. Ne çok şey yaşadım senle ve sensizken. Ne çok “keşke” biriktirdim pişmanlıklarımın heybesinde, bilemezsin…

Şarkılar yazdım sana okuyamadım
Hep yanımdaydın oysa dokunamadım


Hep “belki bir gün”lerin umuduyla bastım hayatın en dik basamaklarına. “Kim bilir”lerin sıcağında ısıttım yokluğunun zemherisini. Söyleyemediğim her “seni seviyorum” için bir şarkı tuttum, tükettiğim her sensiz gün için bir şiir… Oysa söylenmeden bilinmezmiş hiçbir şey, geç öğrendim…

Sana ben hayaller düşler büyüttüm
Sana ben gözümde yaşlar büyüttüm
Sana ben hummalı aşklar büyüttüm
Söyleyemedim


Ne zaman bakışın bakışıma değse çevirdim başımı ürkekçe. Çünkü gözlerim yetmezdi bendeki seni göstermeye ve sözlerim tutsaktı, gelemezdi gözlerime desteğe… İki inci damlasında yuvarladım iki yanağımdan iki ayrı yöne bilmediklerini, görmediklerini…

Sıradaki şarkı, sıradaki şiir, sıradaki mutluluk… Sıradaki aşkı tuttum sana, lal oldu dillerim söyleyemedim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder