4 Ekim 2010 Pazartesi

BENİM "YAZLIK" SİNEMALARIM

- Buyur bey, kahven…
- Hayırdır Letafet? Sen kolay kolay ben söylemeden kahve yapmazdın. Ne istiycen de bakem?..
- A aaa.. Günahımı alma Himmet, daha geçen hafta da yaptıydım ya.
- Hıhı… Sonra da benden tırtıkladığın paralarla aldığın pazen geceliğini gösterdindi, hatırlamaz mıyım.
- Tırtıklamadım, mutfak masrafından kıstımdı o paraları ben.
- Helbet… Kaç zamandır fasulyeyi etsiz çorbayı salçasız pişirmenden belli nasıl kıstığın.
- Aman… Sana da iyilik yaramaz zaten. İçmeyeceksen dökerim , töbe töbe…
- Tamam tamam, getir hele. Bi de küllük getir de keyif cıgarası tellendireyim bari.
- Peki… Beey…
- Hıı?
- Şey…
- Karı geveyleyip durma lafı. Tamam, hazırım… çıkar bakalım şu baklayı ağzından.
- Dün akşam Sıdıkagiller sinemaya gitmişler. Pek bi güzelmiş film. Haydar bile beğenmiş, hatta o akşam Sıdıka’yı dövmemiş.
- Hah… Şimdi anlaşıldı kahvenin kerameti...
- Hani diyorum ki hava da güzelken… Ali Efendi’den de 250 gram çekirdek alsak… hani çıtlata çıtlata… Termosnan çay da alırız yanımıza. Hı?
- E hadi iyi bakalım. Hazırlanın. Çocuklara da söy…
- Hazırız biz. Kerem Ali Efendiye gittiydi zaten. Ayşe de çayı termosa döküyor.
- ...

***

- Himmet böyle mi gideceksin sinemaya? Ayıp bey…
- Nesi ayıpmış? Elin adamı herkesin ortasında cıbıl kalıyor ayıp olmuyor da benim pijamayla gitmem mi ayıpmış?
- Destur bismillah. O film bey. Cıbıl gezinen de artiz.
- Ben anlamam. İşinize gelirse. Ya da kırın bacağınızı oturun evinizde. Hem televizyonda da Küçük Ev vardı, onu seyrederiz.

***

- Lan Haydar… Siz dün gelmemiş miydiniz bu filme? Pek beğendin de bi daha mı geldin yoksa?
- Olur mu lan. Sıdıka dedi, asıl siz gelmişsiniz dün, pek beğenmişsiniz.
- Letafeeeeettttt!....
- Şeyyy… Kem.. küm… Ben yanlış anlamışım herhalde bey. Çayını soğutma hadi. Bak ışıklar da söndü, başlıyo film.
- Eve gidince sorarım sana bunun hesabını karı. Serin serin vantilatör karşısında Lora’yı seyretmek varken…
***

- Kız Sıdıka sen de mi aynı yalanı uydurdun gözü kör olmayasıca?
- Heya. Ne yapem, başka türlü gıçını kaldırmıy ki bizimkisi. Kış uykusuna yatmış ayular gibi koltuğun üstünde bütün gece homur homur homurdaniy.
- Kikiki
- Kikiki

***

- Kız Ayşe… Nereye bakıp duruyorsun sen öyle? Film bu tarafta oynuyor.
- Aman Kerem, nereye bakıcam? Filiz’nen abisi de gelmiş de onlara selam verdiydim.
- Bana bak zaten kulağıma bişeyler çalındıydı.. Bi daha öyle sağa sola göz süzüp fingirdeştiğini görürsem kırarım kemiklerini. Hatta kırdıktan sonra üstüne babama da söylerim iliğini kemiğinden ayırır Allah’ıma kitabıma…
- Aman iyi be… Ben de Filiz’nen senin aranı yapmam o zaman. Hem de gizli gizli sigara içtiğini söylerim babama. O çorabındaki paket ne?
- Sus kız… Tamam… Şişşt Ayşe… Filiz’in de bende gönlü var mı kız, sordun mu?
- Bilmem ki… Beni babama söylicen mi?
- Sen hele bi Filiz’i razı et, gerisini düşünme bacıların hasosu…
- Tamam… Yarın ders çalışmaya diye gider konuşurum. Kikiki…

****

- Letafet, Fırıncı Musa’nın kızı kocaya kaçmış diyler, duydun mu gıı?
- Aman sus sus Sıdıka duydum vallaha. Zaten o kız yolluya benziyordu.
- Hee… Tevekkeli değil bizim oğlanlar hiç bi yere gitmez de ekmek almaya deyince seyirte seyirte giderlerdi. Kimbilir kaç denesine mavi boncuk dağıttıydı…
- Zavallı Musa’nın karısı da utancından evden dışarı adımını atmıyormuş kaç gündür. Gündeliğe bile gitmiyormuş birileri yolda çevirip kızını sorar diye.
- Ya ya… Allah düşmanıma vermesin vermesin böyle dert Letafet bacıı…
- Bana bak kız, yarın geçiyorduk uğradık diye gidip bi ağzını yoklayalım mı?
- Tamam, gidek… Haydar’a seninle aşurelik buğday bakmaya çarşıya ineceğimi söylerim.
- Tamam. Kikiki…

***

- Lan Haydar, Meyhaneci Halil iki yeni konsomatris getirtmiş gördün mü?
- Şşşt… sus be Himmet, karıları işkillendirecen. Akşamdan akşama üç kuruşluk zevkimiz var, onun da içine edecen.
- Onlar film seyrediyor oğlum duymazlar bizi.
- Sen bilmezsin, bizimkinin kulakları askeriye telsizi gibidir hemi vallah hemi billah. Hişt… Lan… Ama işini biliyor bu keraneci değil mi? İkisi de ilik gibi mübarek.
- Tabi oğlum. Gemiynen Rusya’dan getirtmiş diyorlar. Süt gibi bembeyaz namussuzlar.
- Yarın akşama iş çıkışında bi uğrayıp hatırlarını sormak lazım.
- Tamam… Yarın akşam seninle bizim eski vardiya amirine ziyarete gidiyo olalım o zaman.
- Tamam, hehehe

****

- Off… Kuru sandalyenin üstünde kemiklerim kıçımdan çıktı vallaha Letafet…
- Ay öyle deme bey… Pek bi güzeldi film. Hemi temiz hava da almış olduk, fena mı.
- Öyle öyle… Güzeldi film. Haa… Yarın akşam geç gelirim ben. Haydar’lan bizim eski vardiya amirine uğrayacaz. Gönül koyuyormuş hiç uğramadık diye.
- Tamam bey; biz de zaten Sıdıka’ynan aşurelik almaya inecektik çarşıya. Ayşe de Filiz’le ders çalışacakmış, çok zor bi imtihanı varmış okulda.
- İyi iyi, çalışsınlar. Hadi yatalım, Allah rahatlık versin…
- Allah rahatlık versin…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder